25 Mayıs 2015 Pazartesi

Tema 5

4 yıl boyunca aldığımız derslere yoğunlaştığımız için öğretmenliğin tadına pek varamadık. Sanki öğretmen olmak için değil, dersleri geçmek için okuyorduk. Ama son yıl aldığımız öğretmenlik uygulaması dersi ile o yoğun teorik tempodan sıyrılıp olmamız gereken konumu gördük. Tabi ki bu yıla kadar aldığımız dersler bize bu konumda yetkinlik kazandırması açısından son derece gerekliydi. Okul deneyimi ve öğretmenlik uygulaması dersleri tamamlayıcı oldu. Şimdiye kadar öğrendiğimiz bilgileri bu yılki bu derslerle nasıl pratiğe dökeceğimizi az da olsa görmüş, fikir sahibi olmuş olduk.
4 yıl boyunca almış olduğum farklı farklı derslere değinecek olursam, ben Hacettepe'den daha fazlasını beklerdim. Bilgisayar konusunda çok da iyi bir eğitim sunduğunu düşünmüyorum. Başarılı olan çoğu arkadaşım eminim ki meslek lisesindeki bilgileri olmasa kesinlikle iyi konuma gelemezlerdi. Diğer liseler de bu bölüme geliyor. Hacettepe'nin bu açığı kapatamadığını düşünüyorum. 4 yıl boyunca gerekli gereksiz dersler doldurmak yerine daha iyi yapılandırılmış bir plan olmasını yeğlerdim. Genel anlamıyla güzel bir üniversite hayatı geçirdim ve aldığım bu eğitim, üzerine kattıklarımla iyi bir öğretmen olacağıma inanıyorum. Bu konuda katkısı olan hocalarıma teşekkürlerimi sunarım.

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Tema 4

Öğretmenlik Uygulamasında ne öğrendiniz?

Üniversiteye geldikten sonra iletişim halinde olduğumuz insan grupları genellikle kendi yaşıtımız insanlardı. Staj yaptığımız okulda ise kendimizden yaşça küçük insanlarla iletişime geçtik. Onlarla iletişim kurmada bazen zorlandım. Onlara bizim anladığımız şekilde değil de onların anlayabileceği düzeye getirdikten sonra bilgileri sunmalıyız. Staj hocamızı gözleyerek hem olması gerekenleri, hem de ders işlerken yapılmaması gerekenleri analiz etme fırsatı buldum. Bazen sınıfın düzenini öyle güzel sağlıyordu ki, bazense kendisi derse odaklanıp , sürekli anlatım yöntemini kullanıp öğrencilerin o an ne yaptıklarını, derse adapte olup olmadıklarını göz ardı ediyordu. Ya da unutuyordu bunu ders anlatırken. Bu nedenle önce derse tüm öğrencileri derse güdüleyeceğiz, sonra ders anlatımına geçeceğiz. Sadece kendimiz derse istekli halde dersi işlemeye başlarsak o derste kırılmalar meydana gelir. Dersi işlemeye geçtikten sonra düz anlatım yöntemini kullanmak bizim bölümümüz olan bilgisayar için çok yavan kalır. Dersi çeşitli etkinliklerle dolu dolu geçirmeliyiz. Teknoloji kullanımı için oldukça yatkın bir ders çünkü. Öğrencileri derse güdüledikten sonra, onların derse etkin olarak katıldığını görüyoruz. Bu da bize sınıf yönetimi konusunda kolaylık sağlıyor. Öğrenciler etkinliklere yoğunlaşıyor, dersin önemini anlıyorlar  ve sınıf denetiminde sıkıntı çıkarmıyorlar. Ders içinde yapılacak etkinlik ve diğer her şeyi derse gelmeden önce planlamalıyız. Ancak bu şekilde derse tanınan zamanı etkin kullanabiliriz. Bu dönemde yaptığımız uygulamada sadece ders saatlerinin nasıl organize edileceğini değil, okulda süren evrakları, yeni gelen sistemleri de tanıma fırsatı buldum. Hocalarımız bize sınıv sistemleri, bunları için yeni uygulamaya konulan analiz yapmasını da gösterdiler, bunlar hakkında bilgi verdiler. Ben stajımı lisede yaptım, ama ilkokulda yapmayı daha çok isterdim. Ama şöyle de  bir durum var, lise öğrencilerinin kafalarında olan üniversite ile ilgili sorularına cevap bulabilecekleri birer kaynak olduk. 

11 Nisan 2015 Cumartesi

Tema 3


Şimdiki Gençlik Çok Farklı
Gelişen bilgi çağıyla birlikte tüm dünyada teknoloji, siyasi, psikolojik ve toplumsal alanlarda hızlı değişimler yaşanıyor. Global bir dünyada herhangi bir yerde gelişen bir teknoloji ve ya olay karşısında Türkiye'de bulunan bizlerin gözlerini kapaması düşünülemez. Çağın getirisi olarak aile kavramında da esnemeler ortaya çıkıyor. 
Globalleşen Dünyada BilgiEğitim sosyolojisi alanında bugüne kadar yapılmış olan araştırma bulguları, ailenin sahip olduğu sosyal, ekonomik, kültürel, dinsel ve demografik özelliklerin bu ailenin sahip olduğu çocukların hem çocukluk dönemindeki hem de daha sonra okul ve eğitim içindeki öğrencilik dönemindeki sosyal, psikolojik ve akademik özelliklerini etkilediklerini göstermektedir. (Colleman, vd., 1966; Hyman, 1966; Sewell ve Shah, 1968; Koh, 1976; Köse, 1993; 1999; 2007).  
Dünyada gelişen bu ekonomik, siyasi ve kültürel durumların eğitim üzerinde de etkileri tabi ki mevcuttur. Talim Terbiye Kurulu bu değişmelerle birlikte öğrencilerde olması gereken bazı özellikler belirlemiştir.Bu özellikleri belirlemeler indeki nedenler ise;  devamlı bir değişim içinde olan dünyayı takip edebilecek, üretilen bilgi ve birikime ulaşabilecek ve kullanabilecek, bireysel farklılıkları ne olursa olsun, araştırma-sorgulama, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri gelişmiş vatandaşlar yetiştirmek olduğunu belirtmektedir (TTKB, 2005: 8-16)
Talim Terbiye Kurulunun 21. yy öğrenci özellikleri olarak belirlediği noktalar şunlardır:

  • 21. yüzyıl öğrencisi aktif ve yapıcıdır. 
  • Sabırlıdır.
  • Öğrenme sürecinden bizzat kendisi sorumludur.
  • Eğitimin merkezindedir. 
  • Başkalarının kendisine bilgi getirmesini beklemez.
  • Mücadelecidir.
  • Meraklıdır.
  • Girişimcidir.
  • Öğrenci kendini yazılı, sözlü olarak ifade edebilmelidir.
  • Öğrenci hoşgörülü olmalı. Farklı görüşlere saygılı, uzlaşı kültürüne sahip olmalı.
Bu özellikler çoğaltılabilir. Ben de yaptığım stajda birkaç gözlemde bulundum. Örneğin öğrenciler derste yazmaya yetiştiremedikleri notları tahtadan fotoğraf çekerek alıyorlar. Bütün öğrenciler akıllı tahtayı doğru bir şekilde kullanıyorlar. Yaratıcı fikirler sürerek dersi hocalarıyla birlikte daha özgür bir ortamda işleyebiliyorlar.

Ya Biz Öğretmenler?

Biz öğretmenlerin, öğretmenlik mesleğinin genel yeterlilikleri ve özel alan yeterlilikleri taslağında öğretmenin temel görevi, "ulusal ve evrensel değerleri benimseyen ve sorunlara çözüm üreten, milli eğitimin ve alanıyla ilgili ders programlarının amaçlarını davranışa dönüştüren, öğrenmeyi öğrenen bireyleri her bireyin gereksinimlerini dikkate alarak yetiştirmektedir" şeklinde tanımlanmaktadır.  Bir öğretmende bulunması gereken üç alan kavramı, mükemmel öğretmen tanımını da ortaya koyar. 
  • Birincisi, alan bilgisi; yani öğretmenlik meslek bilgisine sahip olmaktır.
  • İkincisi; öğretmenlik bilgisi; yani öğretmenin iyi bir öğretici ve eğitici bilgisi ile donatmaktır. 
  • Üçüncüsü; genel kültür bilgisi; yani bir öğretmenin aktüalitede, dünya ve Türkiye'de olup bitenden haberdar olabilecek bir aydın gözlüğüne sahip olmasıdır (DPT.2000.49)
Eski ve yeni yani 21. yy. eğitimini karşılaştıran bu video ile gerçekten ne kadar da gerekli değişimlerin olduğunu siz de göreceksiniz. 


21. yy.da gerçekten de çok şey değişti. Özellikle teknoloji eğitimin içine fazlasıyla girdi. Bireyin değeri anlaşılmasıyla birlikte yapılandırmacı eğitim uygulanmaya başlandı. Bu sayede öğretmen salt bilgi veren kişi konumundan uzaklaşarak öğrenciyle birlikte öğrenen kişi konumuna geldi. Öğretmen bilgiyi sorgulamalı ve bu anlayışı öğrencilerine de kazandırmalı. Sürekli bilgi yüklemekten ziyade onlara öğrenmeyi öğretmeli ve gerektiğinde bilgiye nereden ulaşacaklarını öğretmelidir. İlk olarak öğrencileri ve meslektaşları vb. herkese karşı saygılı, sabırlı, yaratıcı, dürüst olmalıdır. Gelişen çağla birlikte sorunlar da ortaya çıkıyor. Örneğin küresel ısınma. 21. Yy. Öğretmeni bu ve benzeri sorunlara duyarlı olmalı ve problemleri çözücü kısımda yer almalıdır. Herkesle iletişimde iyi olmalı. Hem iyi bir dinleyici hem de iyi bir konuşmacı olmalıdır. Entelektüel olmalı, kendini sürekli geliştirmeli, yeniliklerden korkmamalı, kendini tekrar etmemeli, rutin şeylerden kaçınmalı. Her öğrencisine özel olarak birey gözüyle bakmalıdır. Öğrencilerine soru sorarak düşünmeyi öğretmelidir. Sıcak bir öğrenme ortamını bozmamak için öğrencilerin görüşlerini, hayal güçlerini, düşüncelerini vb. asla küçümsememelidir. (Saçlı, 2005: 43) Öğretmen yeni bir neslin kurucusudur. Her ne kadar dönemin üzerine sinmiş ideolojisini yeni beyinlere taşısa da bu görevi yaparken her zaman en ilerisini hedeflemelidir. Bence durağan olmak bu mesleğin en kötü yanıdır. Belli bir noktadan sonra kendini tekrar etmek bir öğretmenin başına gelebilecek en kötü şey olsa gerek. Eğer ben öğretmen olarak öğrencilerimin karşısında bulunacaksam, açık bir zihinle olmayı isterim. Körelmemiş bir zihin her yeniliğe açıktır.

Sürekli gelişen dünyada öğretmenler de mezun oldukları bilgi ve becerilerle sabit kalamazlar. Bu yüzden 21. yy. gereklerine uymaları gerekir. Bununla ilgili olarak çağdaş öğretmen tanımı yapılmıştır. Bu tanımlamanın içeriğine bakarsak, çağdaş öğretmen;
  • 21. yüzyılın bilgi teknolojisi toplumunda öğrencilere yeterli eğitimi sunarak, çağın gereklerine cevap verebilmeli.
  • Anlatacağı konuyla ilgili yöntem, teknik vs. yi iyi kullanabilmeli.
  • Derste yapacağı etkinlikleri yapılandırmacı eğitim anlayışıyla düzenlemeli. İyi planlama yapmalı.
  • Öğrencilerini tanımalı, onlarla arasında iyi ilişki bulundurmalı.
  • Branşında iyi olmalı.
  • Öğrenme ortamını konuya uygun hale getirmeli ve öğrencileri derse aktif olarak katmalı.
  • Öğrencilerine model olmalı.
  • 21. yüzyılın çağdaş öğretmeni demokratik değerlere ve insan haklarına saygılı olmalı. (499-500). 




KAYNAKÇA
·         MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (EARGED) (2011) Meb 21. Yüzyıl Öğrenci Profili Ankara
·         Eğitim (2014). Öğrencilerin Sahip Olması Gereken 21. yy Becerileri, [Çevrim-içi: http://egitimteknoloji.net/2014/05/ogrencilerin-sahip-olmasi-gereken-21-yy-becerileri/ , Erişim Tarihi: 10 Nisan 2015]
·         Gününç, Odabaşı, Kuzu (2013, Ağustos) 21. Yüzyıl öğrenci özelliklerinin öğretmen adayları tarafından tanımlanması: bir twitter uygulaması.
·         Öğretmenleri ve Okul Yöneticilerini 21.yy’a Hazırlamak http://www.tedmem.org/mem-notlari/ogretmenleri-ve-okul-yoneticilerini-21-yya- Öğretmenleri ve Okul Yöneticilerini 21.yy’a Hazırlamakhazirlamak#return-note-553-1 Erişim tarihi: 11 Nisan 2015
·         İlhan, A. Ç.  21. Yüzyılda Öğretmen Yeterlilikleri
·         TED (2009) Öğretmen Yeterlikleri Özet Rapor “Öğretmene Yatırım, Geleceğe Atılım”  Ankara






6 Nisan 2015 Pazartesi

Tema 2

Staj uygulaması olarak Çayyolu’ndaki Türk Telekom Teknik Ve Endüstri Meslek Lisesi’ne gidiyorum. Burası lise olduğu için ve ben kendimi ilkokul öğretmenliğine hazırladığım için biraz farklı geldi. Daha önce meslek lisesinde hiç bu kadar uzun süre bulunmamıştım. Staj hocalarımız bize sadece bilgisayar derslerinden ziyade okul içinde üstlendikleri rolleri, ders planlarını, doküman vs. evrakların nasıl işlendiğini, saklandığını da gösterdiler. Ama itiraf etmeliyim ki staj hocalarının öğrencilere ve bize olan davranışlarını beğenmedim. 5  ay sonra bizlerin de öğretmen olup onlarla aynı mevkide olacağımız düşünülürse bu davranışlarının hiç de hoş olmadığı görülür. Bu görüşüm hocaların öğrencilere eski davranışlarını sürdürebilir anlamına gelmemeli. Ben şahsen staj ilk başlarda çok büyük beklentiyle gittim. Fakat şimdilerde giderken içimde en ufak kıpırtı yok. Sanki o okul bende olan öğretmenlik sevgisini sildi süpürdü. Öğrencilerin hocalara davranışları, hocaların (bir hoca hariç) öğrencileri aşağılayıcı şekilde dalga geçmesi… Yoksa süregelen bir şeyin farkına yeni mi varıyorum ben? Ama bu gidişatın bir parçası olmak istemediğime eminim. Stajdaki öğrencilerle de hiçbir yakınlık kuramadık sayılır. Hocalar ilk gün bu konuda bizi uyardı. Biz kiminle ne derece yakınlık kuracağımızı bilemiyor muyuz yani? Kendileri öğrencileriyle aralarına bir dağ çekerken bizlerin de aynı ölçüde olmamızı istediler. Ben bu görüşe karşıyım. Arkadaş olacak öğrenciyle öğretmen. Ders çıkışlarında birlikte vakit geçirecek. Ama bu tarz şeyler gözleyemedim o okulda. Yardımdan ziyade bana karartı oldu o okul.
Ama fakültedeki hocalarımız her derse dolu dolu gelerek bizleri en ihtiyaç duyduğumuz, en fazla soru olarak aklımızda bulunan konularda bilgilendirdiler. 

11 Mart 2015 Çarşamba

Tema 1

İyi Bir Öğretmen Nasıl Olmalı?

     Okuduğumuz bölüm gereği hepimiz birer öğretmen olarak yetiştiriliyoruz. Ama kaçımız yeterli düzeyde öğretmen olabilecek bunu bilemiyorum. Hepimizin aklında yer etmiş, ilkokul, lise veya hayatımızın herhangi bir döneminde bize yol gösterici öğretmenlerimiz olmuştur. Ama diğerlerinden farklı olduğu için onlar bizde iz bırakmışlardır. Evet demek ki her öğretmen iyi bir öğretmen olamıyor. Peki iz bırakan öğretmen olmak çok mu zor?
      Öğretmen günümüzde çok farklı anlamlara bürünmüştür. Öğrenciye salt bilgiyi vermekten ziyade onu işlemesini ve kullanması gibi birçok alanda öğretmenin rolü artmıştır. Öğretmen dediğimiz kişi öncelikli olarak öğrencilerine önem verecek. Onları birer birey olarak görüp söylediklerini dikkate alacak. Birlikte düşünecek, birlikte karar verecek. Kendi fikir ve algılarının dayatmasını kesinlikle yapmayacak. Bu şekilde öğrenci ve öğretmen arasında iletişim düzeyi yükselecektir. 
     Öğretmenler öğrencileri ile sadece 4 duvarla örtülü sınıf içerisinde paylaşımda bulunmayacak. Öğrenme işi süreklidir ve her daim süren bir husustur. Bu yüzden öğretmen ve öğrenci arasındaki bağ sınıf dışında da devam etmelidir. Bu konuya bu şekilde değinirken sınıfın içindeki duruma da değinmeliyim. Sınıf içerisinde öğretmen otoriter olmamalıdır. Eğer sınıfı ilgilendiren kararlar alınacaksa hep beraber alınmalıdır. Demokratik sınıf ortamı oluşturulmalıdır. 
     Herkesin arkadaş çevresinde kanının daha çok ısındığı kişiler olabilir. Öğretmenin öğrencileri arasında böyle bir durum olmamalıdır. Herkese eşit ilgi ile davranmalıdır. 
    Öğretmen çağın hızlı gelişimine ayak uydurabilmelidir. Sürekli kendini geliştirmeli, farklı materyalleri sınıfta sunmalı, farklı yöntemler kullanmalıdır. Gelişim değişimdir ve değişim her an gerçekleşir. Bu söz öğretmenlerin benimsediği söz olmalıdır. Bu kadar kolayken iyi bir öğretmen olmak, o zaman haydi iz bırakmaya.